Cübbeleriyle ‘adalet’ istediler
Türkiye’nin dört bir yanından gelerek TBB’de buluşan baro başkanları ve meslektaşlar, TBB Başkanı Av. R. Erinç Sağkan, Yönetim, Disiplin ve Denetleme Kurulu üyeleri tarafından karşılandı. Yürüyüş kortejinin oluşturulmasının ardından binlerce avukat, “Savunma Susmadı Susmayacak”, “Çoklu Baroya Hayır”, “Avukata Dokunma”, “Avukat Yaşarsa Adalet Yaşar”, “Herkes İçin Adalet, Adalet İçin Avukat”, “Angaryaya Hayır”, “Emeğimizin Hakkını Savunuyoruz”, “Avukata Şiddete Hayır”, “Güçlü Baro Güçlü Avukat”, “Bağımsız Yargı” yazılı pankartlar ve sloganlar eşliğinde TBB önünden miting alanı olarak belirlenen Anıtpark’a yürüdü.
Baroların, hukuk örgütlerinin ve mitinge destek veren hukukçu milletvekillerinin tek tek anons edilerek miting alanına giriş yapmasından sonra, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile ebediyete intikal etmiş tüm meslektaşlar için bir dakikalık saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı okundu.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Avukat Mansur Yavaş’ın da katılarak destek verdiği mitingde ilk söz, genç avukatlara verildi. 26 Nisan 2024 tarihinde yapılan Genç Avukatlar Çalıştayı’nın sonuç bildirgesi, Yozgat Barosu’ndan Av. Sevde Nazlıcan Topçu ve Van Barosu’ndan Av. Mehmet Salih Coşkun tarafından, bütün genç avukatları temsilen okundu.
“Bizler, genç avukatlar olarak, mesleğimizde yaşadığımız ekonomik sorunların çözümü için öncelikle halkın refah seviyesinin artırılarak, genç meslektaşın kaygısını geçim kaygısından çıkarıp doğrudan müvekkilin hak arama özgürlüğüne odaklanmasına neden olacağının bilincindeyiz” denilen bildirgede, genç avukatların açlık sınırının dahi altında bir gelir seviyesinde hayatlarını idame ettirmeye çalıştıklarına vurgu yapıldı. Bildirgede talepler tek tek sıralanarak, “Genç avukatlar olarak mesleki sorunlarımızın çözümüne ulaşmak adına hiçbir zaman susmadık, susmayacağız” denildi.
“Öngörülebilirlikten uzak hukuk düzeninin yükünü avukat omuzluyor”
TBB Başkanı Av. R. Erinç Sağkan, mitinde yaptığı konuşmaya meslektaşları selamlayarak başladı. “Biz avukatız ve tarafız; Haksızlığın kimden geldiğine ve kime dönük olduğuna bakmaksızın adalete erişimlerine engel olunanların ve sesi kısılmaya çalışılan kim varsa onun yanındayız” diyen Sağkan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz avukatız; adaletten başka kimsesi olmayan herkes için, istismara uğrayan çocuklar için, çocuk işçiler için, emeği sömürülen yurttaşlarımız için, kitlesel bir cinnet hâlinin hedefi olan kadınlar için, kurutulmuş göller ve kesilen zeytinlikler için, doğa için, hayvanlar için ve kısaca, hukukun tesisinden başka hiçbir ihtimali olmayan herkes için vekiliz ve ‘vekaleten’ buradayız.
Biz avukatız; bugüne kadar hep ‘Herkes için Adalet, Adalet için Avukat’ şiarıyla hareket ettik, bugün bu meydanı dolduran her bir meslektaşım bu şiarın vücut bulmuş halidir. Evet biz avukatız; duruşma salonlarında, emniyette veya savcılık sorgularında hep ‘vekaleten’ konuşmaya alışığız. Ama bugün ‘Savunma’ günü; bugün savunmanın, avukatın, ‘Avukat için de Adalet’ demenin, vekaleten değil asaleten konuşmanın günü! Bugün 190 bin avukatın konuşma günü! Üzerimizde bizi birbirimize eşitleyen düğmesiz cübbelerimize iyi bakınız.
İşte bu cübbe; yağmurda, soğukta, direnişte ama en çok umutta vücut buldu. Bu cübbe, barolarımızın bölünmemesi, mesleğimizin itibarının korunması için omuz omuza direnirken, barınağımız ve çatımız oldu. Bu cübbe, bütün darbe dönemlerinde darbecilere karşı yurttaşlar için kalkan, ortadan kaldırılmaya çalışılan hak ve özgürlükler içinse son sığınak oldu. Bu cübbe sadece ülkemizde değil bugün İsrail’in Gazze’de yaptığı katliama, soykırıma karşı Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde yaptığımız başvuru ile Filistinli sivillerin, kadınların ve çocukların da kalkanı oldu.”
Konuşmasında bu mitingin neden yapıldığı sorusunun cevabını veren Sağkan, “Gittikçe yerleşen bir cinnet kültürünün ‘meşru sayılan’ hedeflerinden biri haline getirilen meslektaşlarımız, sadece mesleklerini yaptıkları için dosyanın taraflarıyla özdeşleştiriliyor, bıçaklanıyor, kurşunlanıyor ve öldürülüyor. Yıllarca emek verdikleri ofisleri ve hatta evlerinin önleri artık potansiyel bir cinayet mahalli haline gelmiştir. Biz bu şiddet sarmalına artık dur demek için, tek bir kayba daha tahammülümüz olmadığı için buradayız!” ifadelerini kullandı.
“Mesleğimiz ağır bir ekonomik tehdit altındadır! Bu tehdit, stajyer meslektaşımdan genç meslektaşlarıma, kamuda görev yapan meslektaşlarımdan bütünsel olarak tüm avukatlara sirayet etmiş ve mesleğimizin sürdürülebilirliğini tehlikeye sokmuştur” diyen Sağkan, “Bugün artık avukatın emeğini ve hakkını savunmak için buradayız” vurgusunda bulundu.
Sağkan, açılan hukuk fakültelerinin sayısının ve artırılan kontenjanlarının takip bile edilemez hale geldiğine dikkat çektiği konuşmasında, “Her yıl mesleğe katılan 20 bin avukatla bu sistemin sürdürülebilmesinin mümkün olmadığını daha güçlü dile getirmek için buradayız” dedi.
“Yoksullaşan avukat değil adaletin kendisidir”
“Mesleğimize yönelen her türlü tehdidin altında yatan itibarsızlaştırma çabasının açık ve örtük sonuçlarının farkındayız. Bu politikanın bir diğer sonucu, avukatın yoksullaştırılmasıdır. Bilinsin ki, yoksullaşan avukat değil aslında adaletin ta kendisidir” ifadesini kullanan Sağkan, “İşlemeyen adalet sisteminin, bağımsızlığı ve tarafsızlığı tehdit altındaki yargının, öngörülebilirlikten uzak hukuk düzeninin yükünü avukat omuzluyor” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından TBB Başkanı Av. R. Erinç Sağkan, Yönetim, Disiplin, Denetleme Kurul üyeleri, Baro Başkanları, TÜRAVAK Başkanı tek tek anons edilerek sahneye davet edildi. Sağkan’ın katılan meslektaşlara katılımlarından dolayı teşekkür etmesinin ardından dayanışma fotoğrafı verildi.
0 Yorum