İlhan Kılıç /Köln- BHA
DİTİB, Federal Alman Hükümeti’ne yazdığı açık mektupta şu ifadelere yer verdi:
Gazze’deki sivil nüfus için temiz su, ilaç ve gıdaya erişim neredeyse yok denecek kadar azalmış durumdadır. Erzak stokları artık yeterli değil ve üçüncü ülkelerden gelen yardım malzemeleri de diğer zorlukların yanı sıra altyapıdaki büyük ölçüde tahribat nedeniyle bölgedeki insanlara zor koşullarda ulaştırılabilmektedir. Bu zor şartlar altında sağlık hizmeti vermeye çalışan hastanelerin aşırı derecede dolu olması nedeniyle mağdurların tedavisi neredeyse imkânsız durumdadır. Çocukların, kadınların ve ailelerin çektiği acılar katlanılamaz boyuta ulaşmıştır. Dünya Gıda Programı (WFP) sözcüsü Shaza Moghraby, “Daha önce hiç böyle bir şey görmedim. Akut gıda güvensizliğinin derecesi, kötüleşme hızı ve karmaşıklığı daha önce görülmemiş bir boyuttadır.” ifadesiyle durumun vahametini ortaya koymaktadır. Filistin Sağlık Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’ne (UNOCHA) göre şu ana kadar yaklaşık 21.000 kişi hayatını kaybetmiştir. BM’in 25 Aralık 2023 itibariyle vermiş olduğu rakamlarına göre ise bu sayının 12.000’den fazlası çocuk ve kadınlardan oluşmaktadır. Yaklaşık 50.000 kişi de yaralanmıştır. Tüm sivil nüfus, yerinden edilmiş ve umutsuzca savaştan kaçmak için sığınak aramaktadır. İsrailli sivil halk da, 7 Ekim’de Hamas tarafından gerçekleştirilen acımasız saldırının ardından ölen 1.140 kişinin yasını tutmakta ve rehinelerin hayatından endişe etmektedir. Bu şartlar altında artık kimse bu insani felakete bigâne kalamaz.
Savaşın yıkıcı etkisi: açlık ve sağlık krizi Gazze’de derinleşiyor!
İki ayı aşkın bir süredir devam eden bu savaşta kurbanların sayısı, çekilen acılar ve her iki halk için de yaşanan kaos ciddi boyutlara ulaşmıştır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), özellikle sağlık sektöründe yaşanan trajediye dikkat çekmekte ve bölgedeki hasta ve yaralılara bakım sağlamak için yorulma bilmeksizin çalışmaktadır. Mevcut yardımların yeterli olmadığında şüphe yoktur. Nitekim BM yaklaşık 570.000 kişinin açlık çektiğine vurgu yapmaktadır.
Kısa süre önce kabul edilen BM Güvenlik Konseyi kararı, ilgili tarafların takip etmesi gereken önemli bir adımdır. İsrail Hükümeti’nin Gazze’deki eylemleri daha fazla insanın acı çekmesine neden olmamalıdır.
Kuzey: “Gazze’de çocukların çığlığına son verelim, barış için birlikte çalışalım”
DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, Alman Hükümeti’ne ve çatışmanın taraflarına acil bir çağrıda bulunarak, “Gazze’deki insanların kulakları sağır eden feryatları, kalplerimizi uyandırmalı ve bu şiddet sarmalına son vermek için bizi harekete geçirmelidir. Allah, “sulh en hayırlısıdır” [Kuran, 4:128] buyurarak insanların izanına seslenmektedir. Barıştan başka bir alternatif yoktur. Çünkü Nefret, insanları kaosa ve acıya sürüklemektedir. Bölgede sürdürülebilir barış ve insani yardım için birlikte çalışmalıyız. Nefretin baskın olmasına ise asla müsaade etmemeliyiz.” ifadelerini kullandı.
Gazze’deki insanlık dramına karşı aklın sesi olmalı
Toplumsal tartışmaların ve siyasi çekişmelerin, koruma arayan insanlara yönelik girişimlere engel olmasına izin verilmemelidir. Bu zorlu zamanlarda Federal Hükümet, aklın sesi olmalı ve uluslararası insan haklarının yanında yüksek sesle durmalıdır. Özellikle Holokost’tan kaynaklanan tarihi sorumluluk bağlamında, insan onurunun dokunulmazlığı yeniden teyit edilmeli ve Gazze’deki insanlara daha fazla yardım sağlanması için gösterilen çabalar yoğunlaştırılmalıdır. Ateşkes çağrısı yapan siyasi sesler, daha yüksek çıkmalı ve partiler üstü bir söylemle tezahür etmelidir. Almanya’nın gıda, hijyen ürünleri ve ilaç yardımı yanında Birleşmiş Milletlerin Yardım Ajansı ve Dünya Gıda Programı tarafından hayata geçirilecek yardım teşebbüsleri hayati önemi haizdir.
BM tüm üye devletleri insani ateşkes için harekete geçmeye davet ediyor
Bu çerçevede Birleşmiş Milletler (BM) tüm üye devletleri insani ateşkes için harekete geçmeye çağırmaktadır. Çünkü acil bir ateşkesin yapılması, tarifsiz acıların hafifletilmesini ve böylece barış ve geleceğe dair umutların kaybedilmemesini ancak sağlayacaktır.
DİTİB’den “İnsan onuruna saygı için barış ve destek çağrısı”
DİTİB’e bağlı 858 yerel cami cemaatinden eyalet birliklerine, oradan da federal birliğe kadar tüm dini cemaatler, siyasi temsilcileri ve Federal Hükümeti, tüm insanlar için eşit oranda ve kısıtlama olmaksızın geçerli olan insan onurunun dokunulmazlığını savunmaya çağırmaktadır. Bunun için de şiddet sarmalına son vermek üzere yoğun bir barış diplomasisinin sürdürülmesi gerekmektedir. Gazze’de acı çeken sivil halka daha fazla insani destek sağlanması çağrısında bulunuyoruz.
DİTİB, güvenli koridorları açıldığında yardım organize edecek
Müslümanlar olarak yaşanan bu insani felaket karşısında son derece endişeliyiz. DİTİB, güvenli koridorların açılması durumunda kriz bölgesine yardım organize etmek için elinden gelen her şeyi yapacaktır. İnsanların çektiği acıları, sivillerin acımasızca öldürülmesini veya ölüme terk edilmelerini artık görmezden gelemeyiz.
0 Yorum