​ ​ “Yaşanan depreme doğal afet demek doğru değil”

​ ​ “Yaşanan depreme doğal afet demek doğru değil” Hocaların hocası olarak bilinen, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Emekli Öğretim üyesi Prof. Dr. Ruşen Keleş, Çaycuma Belediyesinin konuğu olarak,  “21. Yüzyılda Kentleşmenin Vizyonu ve Yerel Yönetimlerin Rolü” başlıklı bir konferans verdi. Çaycuma belediyesi Çarşamba Salonu’nda yapılan ve Prof. Dr. Erol Köktürk’ün yönettiği konferansa eski Bakanlar...

{"id":89572,"news_id":15693039,"detail":"\u200b \u200b \u201cYa\u015fanan depreme do\u011fal afet demek do\u011fru de\u011fil\u201d\n\nHocalar\u0131n hocas\u0131 olarak bilinen, Ankara \u00dcniversitesi Siyasal Bilgiler Fak\u00fcltesi Emekli \u00d6\u011fretim \u00fcyesi Prof. Dr. Ru\u015fen Kele\u015f, \u00c7aycuma Belediyesinin konu\u011fu olarak, \u00a0\u201c21. Y\u00fczy\u0131lda Kentle\u015fmenin Vizyonu ve Yerel Y\u00f6netimlerin Rol\u00fc\u201d ba\u015fl\u0131kl\u0131 bir konferans verdi. \u00c7aycuma belediyesi \u00c7ar\u015famba Salonu\u2019nda yap\u0131lan ve Prof. Dr. Erol K\u00f6kt\u00fcrk\u2019\u00fcn y\u00f6netti\u011fi konferansa eski Bakanlar \u00d6nay Alpago ve Hasan Gemici, \u00f6nceki d\u00f6nem Zonguldak Milletvekili Ali \u0130hsan K\u00f6kt\u00fcrk, CHP \u0130l Ba\u015fkan\u0131 Devrim Dural, Ankara B\u00fcy\u00fck\u015fehir Belediyesi K\u00fclt\u00fcr Varl\u0131klar\u0131 Daire Ba\u015fkan\u0131 Bekir \u00d6demi\u015f ve \u00e7ok say\u0131da sivil toplum \u00f6rg\u00fct\u00fc temsilcisinin yan\u0131 s\u0131ra kalabal\u0131k bir vatanda\u015f toplulu\u011fu kat\u0131ld\u0131. Kat\u0131l\u0131mc\u0131lar\u0131n b\u00fcy\u00fck bir ilgi ve dikkatle izledi\u011fi konferans\u0131n sonunda \u00c7aycuma Belediye Ba\u015fkan\u0131 B\u00fclent Kantarc\u0131, Ru\u015fen Kele\u015f, Erol K\u00f6kt\u00fcrk ve Bekir \u00d6demi\u015f\u2019e, \u00a0g\u00fcn\u00fcn an\u0131s\u0131na birer plaket sundu.\n\n\u201cHERKES\u0130N BELED\u0130YE SE\u00c7\u0130MLER\u0130YLE ME\u015eGUL OLDU\u011eU B\u0130R D\u00d6NEMDE B\u0130R B\u0130L\u0130MSEL B\u0130R TOPLANTI YAPMAK \u00c7AYCUMA\u2019NIN \u0130ST\u0130SNA\u0130 DURUMUNU ANLATIYOR\u201d\nKonu\u015fmas\u0131na, \u201cSevgili \u00c7aycumal\u0131lar, de\u011ferli konuklar, de\u011ferli Belediye Ba\u015fkan\u0131m ba\u015fta olmak \u00fczere hepinizi sevgi ve sayg\u0131yla selaml\u0131yorum\u201d hitab\u0131yla ba\u015flayan Prof. Dr. Ru\u015fen Kele\u015f, \u201cSevgili karde\u015fim, \u00f6\u011fretmenim Erol Bey\u2019in s\u00f6ylediklerinin beni \u015f\u0131martm\u0131\u015f olmad\u0131\u011f\u0131ndan emin olabilirsiniz, kendisine \u00e7ok te\u015fekk\u00fcr ediyorum. \u00c7aycuma\u2019n\u0131n istisnai durumunu en g\u00fczel a\u00e7\u0131klayan \u00f6rnek bu olsa gerek: Se\u00e7ime 14 g\u00fcn kala herkesin belediye se\u00e7imleriyle me\u015fgul oldu\u011fu bir d\u00f6nemde bir bilimsel toplant\u0131ya yer veriliyor. \u00c7aycuma\u2019n\u0131n d\u00fcnyaya bak\u0131\u015f a\u00e7\u0131s\u0131n\u0131 g\u00f6stermesi bak\u0131m\u0131ndan bundan daha g\u00fczel bir \u00f6rnek olamaz. Erol \u00f6\u011fretmenim de s\u00f6yledi, Siyasal Bilgiler Fak\u00fcltesine geleli 75 y\u0131l\u0131 ge\u00e7mi\u015ftir, hala oraday\u0131m. Bizim k\u00fcrs\u00fcn\u00fcn kurucusu, daha sonra Berlin\u2019de Belediye Ba\u015fkan\u0131 da olan Ernst Reuter\u2019dir. Alman Nazi rejiminden ka\u00e7arak T\u00fcrkiye\u2019ye gelmi\u015f. 1938\u2019de k\u00fcrs\u00fcm\u00fcz\u00fc kurmu\u015f, 1946\u2019da da d\u00f6nm\u00fc\u015f, d\u00f6nd\u00fckten sonra da Berlin Belediye Ba\u015fkan\u0131 olmu\u015ftur. 1953\u2019de, \u00f6ld\u00fc\u011f\u00fc i\u00e7in Cumhurba\u015fkanl\u0131\u011f\u0131 se\u00e7imini kazanma \u015fans\u0131 kalmad\u0131. Onun ad\u0131n\u0131 \u015fu nedenle zikrediyorum, s\u0131navlar\u0131n\u0131 fak\u00fcltede hep s\u00f6zl\u00fc olarak yapard\u0131, \u015fimdi s\u0131navlar yaz\u0131l\u0131 yap\u0131l\u0131yor biliyorsunuz. \u0130leride vali ve kaymakam olacak olan \u00f6\u011frencilerin daha s\u0131nav s\u0131ras\u0131nda nas\u0131l konu\u015fulaca\u011f\u0131n\u0131 \u00f6\u011frenmesi i\u00e7in yapard\u0131. Ancak s\u00f6zl\u00fc s\u0131navlar, \u00f6\u011frencileri \u00e7ok heyecanland\u0131ran s\u0131nav t\u00fcr\u00fcd\u00fcr. Onun asistan\u0131 olan rahmetli Fehmi Yavuz Bey de s\u0131navlar\u0131n\u0131 s\u00f6zl\u00fc olarak yapm\u0131\u015ft\u0131r, ondan devralan ben de hep s\u00f6zl\u00fc s\u0131nav yapt\u0131m. \u00c7ocuklar kap\u0131da s\u0131raya girerler, iki\u015fer iki\u015fer i\u00e7eri al\u0131r sorular\u0131n\u0131 yazd\u0131r\u0131r\u0131z. Biri sorular\u0131n\u0131 yan\u0131tlarken, di\u011feri d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr sorular\u0131n \u00fczerinde. Fakat \u00e7ocuklar heyecanland\u0131klar\u0131 i\u00e7in kur\u015fun kalemle, benim odam\u0131n kap\u0131s\u0131na \u015f\u00f6yle yazm\u0131\u015flar: \u2018Karanfil eken bilir, Ru\u015fen Bey\u2019i \u00e7eken bilir.\u2019 \u00a0\u015eimdi beni k\u00fcrs\u00fcye davet eden \u00f6\u011fretmenim Erol Bey\u2019in ve sizin gibi \u00e7ok se\u00e7kin bir dinleyici kitlesi kar\u015f\u0131s\u0131nda k\u00fcrs\u00fcye \u00e7\u0131kmak aynen s\u00f6zl\u00fc s\u0131nav s\u0131ras\u0131nda kap\u0131da bekleyen \u00f6\u011frencilerim gibi beni heyecanland\u0131rd\u0131, bunu sizlerle payla\u015fmak istedim.\u201d dedi.\n\nKAR\u015eI KAR\u015eIYA KALDI\u011eIMIZ EKOLOJ\u0130K SORUNLARIN A\u015eILMASININ EKONOM\u0130K B\u00dcY\u00dcMEN\u0130N DURDURULMASIYLA M\u00dcMK\u00dcN OLDU\u011eUNU \u0130FADE EDEN B\u0130L\u0130M \u0130NSANLARI VAR\n\nSon zamanlarda en \u00e7ok duyulan kavramlardan birinin \u2018Diren\u00e7li Kent\u2019 oldu\u011funu konu\u015fmas\u0131n\u0131 buradan yola \u00e7\u0131karak s\u00fcrd\u00fcrece\u011fini s\u00f6yleyen Prof. Kele\u015f, konu\u015fmas\u0131n\u0131, \u201cBunun \u00e7ok \u00f6nemli oldu\u011fu kan\u0131s\u0131n\u0131 ta\u015f\u0131yorum. \u0130klim de\u011fi\u015fikli\u011fi, do\u011fal afetler ve benzeri konularda bir tak\u0131m saptamalar yaparak diren\u00e7li kentlere ili\u015fkin baz\u0131 g\u00f6r\u00fc\u015flerimi sizlerle payla\u015fmak istiyorum. Bu kavram\u0131n daha \u00e7ok k\u00fcresel \u0131s\u0131nma, iklim de\u011fi\u015fikli\u011fi, do\u011fal afetler, biyolojik \u00e7e\u015fitlili\u011fin azalmas\u0131, kentsel kamu hizmetleri, kent y\u00f6netimi ve yoksulluk gibi sorunlar ba\u011flam\u0131nda ve onlarla birlikte ele al\u0131nd\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6r\u00fcyoruz. Tabi b\u00fct\u00fcn bu saym\u0131\u015f oldu\u011fum sorunlar, diren\u00e7li kent g\u00fcndeme geldi\u011finde ele al\u0131nmas\u0131 ve etrafl\u0131 bir \u015fekilde tart\u0131\u015f\u0131lmas\u0131 gereken konulard\u0131r. Demin imzalad\u0131\u011f\u0131m kitaplar aras\u0131nda \u2018Kentbilim Terimleri S\u00f6zl\u00fc\u011f\u00fc\u2019 de var. Orada k\u00fcresel \u0131s\u0131nma terimi kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131nda \u015f\u00f6yle bir tan\u0131m yapm\u0131\u015f\u0131m: \u2018\u0130nsanlar\u0131n evlerinde ve sanayi tesislerinde kulland\u0131klar\u0131 yak\u0131t\u0131n niteli\u011fine ba\u011fl\u0131 olarak yerk\u00fcreyi \u00e7epe\u00e7evre ku\u015fatan atmosferde meydana gelen \u0131s\u0131nma.\u2019 A\u015f\u0131r\u0131 \u0131s\u0131nmay\u0131, k\u00fcresel \u0131s\u0131nma olarak nitelemi\u015fim. Bu ba\u011flamda s\u00fcrd\u00fcr\u00fclebilir geli\u015fme veya s\u00fcrd\u00fcr\u00fclebilir kalk\u0131nma gibi kavramlar\u0131n da son 40-50 y\u0131l i\u00e7erisinde \u00e7ok s\u0131k kullan\u0131lmakta oldu\u011funu g\u00f6r\u00fcyoruz. Daha \u00f6nceleri bu kavramlar\u0131 hi\u00e7 duymazd\u0131k. 1968 y\u0131l\u0131nda baz\u0131 i\u015f insanlar\u0131n\u0131n bilim insanlar\u0131yla bir araya gelmek suretiyle olu\u015fturduklar\u0131 Roma Kul\u00fcb\u00fc, 1972\u2019de \u00f6nemli bir rapor yay\u0131mlam\u0131\u015ft\u0131r. Bu raporun ba\u015fl\u0131\u011f\u0131 \u015f\u00f6yleydi: \u2018B\u00fcy\u00fcmenin S\u0131n\u0131rlar\u0131\u201d, izninizle \u0130ngilizcesini de s\u00f6yleyeyim \u2018The Limits to Growth.\u2019 Donella Meadows, Dennis Meadows ve Jorgen Randers adl\u0131 \u00fc\u00e7 bilim insan\u0131 taraf\u0131ndan kaleme al\u0131nan raporda \u015fu tez savunuluyor: E\u011fer o tarihteki b\u00fcy\u00fcme e\u011filimleri aynen devam edecek olursa 100 y\u0131l sonra, yani 2072\u2019de bundan 50 y\u0131l sonra b\u00fcy\u00fcmenin s\u0131n\u0131rlar\u0131na var\u0131lacakt\u0131r. B\u00f6yle bir tahminde bulunuyorlar. Peki, bu karamsar beklenti kar\u015f\u0131s\u0131nda ne yapmak gerekiyordu acaba, tavsiyeleri de var. Diyorlar ki, insanl\u0131\u011f\u0131 ve ekosistemi ayakta tutabilmek i\u00e7in hem n\u00fcfus art\u0131\u015f\u0131n\u0131n hem de ekonomik b\u00fcy\u00fcmenin yava\u015flat\u0131lmas\u0131 ve hatta t\u00fcmden durdurulmas\u0131 zorunludur. Ba\u015fka bir isimle bu tavsiyelerin adland\u0131r\u0131yorlar, s\u0131f\u0131r b\u00fcy\u00fcme \u2018Zero Growth\u2019 diyorlar. E\u011fer problemle kar\u015f\u0131la\u015fmak istemiyorsan\u0131z hem n\u00fcfus art\u0131\u015f\u0131n\u0131 hem de ekonomik b\u00fcy\u00fcmenin h\u0131z\u0131n\u0131 durduracaks\u0131n\u0131z.\u201d \u015feklindeki ifadelerle s\u00fcrd\u00fcrd\u00fc.\n\nYAKINLARDA G\u00dcNDEM\u0130M\u0130ZE G\u0130REN S\u00dcRD\u00dcR\u00dcLEB\u0130L\u0130RL\u0130K KAVRAMININ TANIMINI YALNIZCA \u0130Y\u0130 B\u0130R DEVLET ADAMI DE\u011e\u0130L, ADAM G\u0130B\u0130 ADAM DA OLAN ATAT\u00dcRK \u00c7OK DAHA \u00d6NCE YAPTI\n\nProf. Kele\u015f, a\u00e7\u0131klamalar\u0131na, \u201cAradan 20 y\u0131l ge\u00e7iyor. 1992\u2019ye geliyoruz. Bu y\u0131l\u0131n haziran ay\u0131nda Birle\u015fmi\u015f Milletler \u00d6rg\u00fct\u00fc, Rio De Janeiro\u2019da, \u00f6nemli bir konferans topluyor. Daha do\u011frusu bir komisyon olu\u015fturuluyor, \u2018Ortak Gelece\u011fimiz\u2019 adl\u0131 bir rapor haz\u0131rlat\u0131yor. Rapor d\u00fcnyan\u0131n bilgisine sunuluyor, bu arada diren\u00e7li kent kavram\u0131yla \u00e7ok yak\u0131ndan ilgili bir g\u00f6zlem yap\u0131larak s\u00fcrd\u00fcr\u00fclebilirlik kavram\u0131 kullan\u0131l\u0131yor. Bir tan\u0131m\u0131 da yap\u0131l\u0131yor. \u2018Bug\u00fcn ya\u015famakta olan ku\u015faklar\u0131n yery\u00fcz\u00fcn\u00fcn sahip bulundu\u011fu de\u011ferlerden yararlanma haklar\u0131 o \u015fekilde kullan\u0131lmal\u0131d\u0131r ki, gelecek ku\u015faklar\u0131n da bu de\u011ferlerden yararlanma haklar\u0131 hi\u00e7bir zaman yok edilmesin.\u2019 70 y\u0131l geriye gidelim de\u011ferli konuklar. Bu tan\u0131m\u0131n yap\u0131lmas\u0131ndan 70 y\u0131l \u00f6nce, ger\u00e7ek devlet adam\u0131, yaln\u0131z devlet adam\u0131 de\u011fil ayn\u0131 zamanda adam da olan Mustafa Kemal Atat\u00fcrk, s\u00fcrd\u00fcr\u00fclebilirli\u011fin resmi tan\u0131m\u0131nda yer alan d\u00fc\u015f\u00fcnceleri \u015fu s\u00f6zleriyle \u00e7ok daha veciz bir bi\u00e7imde dile getiriyor. Diyor ki, milletler i\u015fgal ettikleri topraklar \u00fczerinde yaln\u0131z m\u00fclkiyet hakk\u0131n\u0131n sahipleri olarak de\u011fil, insanl\u0131k \u00e2leminin temsilcileri olarak da bulunurlar. Bu de\u011ferlerden yararlan\u0131rken, onlar \u00fczerinde, gelecek ku\u015faklar\u0131n da hak sahibi oldu\u011fu hi\u00e7bir zaman hat\u0131rdan \u00e7\u0131karmamal\u0131d\u0131rlar. BM raporundan 70 y\u0131l \u00f6nce, Atat\u00fcrk, s\u00fcrd\u00fcr\u00fclebilirli\u011fi bu ifadelerle anlat\u0131yor.\u201d diyerek devam etti.\n\nBU G\u0130D\u0130\u015e B\u00d6YLES\u0130NE S\u00dcRECEK OLURSA K\u00dcRESEL, EKONOM\u0130K B\u0130R \u00c7\u00d6K\u00dcNT\u00dc KA\u00c7INILMAZ\n1972\u2019de yay\u0131mland\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6yledi\u011fi \u201cB\u00fcy\u00fcmenin S\u0131n\u0131rlar\u0131\u201d adl\u0131 raporun yazarlar\u0131n\u0131n, 2004\u2019te, kitab\u0131n yeni bir bask\u0131s\u0131n\u0131 yapt\u0131\u011f\u0131n\u0131 da belirten Prof. Kele\u015f, \u201cYeni bask\u0131n\u0131n ba\u015fl\u0131\u011f\u0131 \u015f\u00f6yleydi: \u2018S\u0131n\u0131rlar\u0131n \u00d6tesi, S\u00fcrd\u00fcr\u00fclebilir Gelece\u011fi Hesaba Katarak K\u00fcresel \u00c7\u00f6k\u00fc\u015f\u00fc Kar\u015f\u0131lamak.\u2019 \u0130fade edilen tez \u015fu, aradan 20 y\u0131l ge\u00e7tikten sonra diyorlar ki, yery\u00fcz\u00fc fiziksel anlamdaki b\u00fcy\u00fcmenin s\u0131n\u0131rlar\u0131na \u00e7oktan varm\u0131\u015f bulunuyor. Bu gidi\u015f b\u00f6ylesine s\u00fcrecek olursa k\u00fcresel, ekonomik bir \u00e7\u00f6k\u00fcnt\u00fc ka\u00e7\u0131n\u0131lmaz olacakt\u0131r. Bu yeni kitab\u0131n yazarlar\u0131 -ki ayn\u0131 yazarlar- eski b\u00fcy\u00fcme \u00f6zlemlerinin art\u0131k bir hayal oldu\u011funu, geri gelmeyece\u011fini, maliyet duvar\u0131na \u00e7arpaca\u011f\u0131n\u0131, enerji t\u00fcketimi d\u00fczeyinin de ka\u00e7\u0131n\u0131lmaz olarak azalaca\u011f\u0131n\u0131 da \u0131srarla kitapta belirtiyor. Benim kan\u0131mca bu de\u011ferlendirme David Harvey isminde bir \u00f6nemli Marksist yazar\u0131n \u00e7ok hakl\u0131 olarak belirtti\u011fi gibi, kapitalist sistemin kendisini ayakta tutabilme ve yeniden \u00fcretme aray\u0131\u015f\u0131n\u0131n ta kendisi olarak de\u011ferlendiriyorum bu ikinci raporda savunulan tezi. \u2018B\u00fcy\u00fcmenin S\u0131n\u0131rlar\u0131\u2019 adl\u0131 esere 50 y\u0131l sonra yeniden bakt\u0131\u011f\u0131m\u0131z zaman, 1970\u2019lerin ba\u015f\u0131na k\u0131yasla \u00e7ok daha fazla karamsar olmay\u0131 gerektiren ko\u015fullar i\u00e7erisinde, d\u00fcnyan\u0131n bulundu\u011funu g\u00f6r\u00fcyoruz. Ormans\u0131zla\u015fma, verimli tar\u0131m topraklar\u0131n\u0131n ve fosil yak\u0131tlar\u0131n t\u00fckenmesi, k\u00fcresel iklim de\u011fi\u015fikli\u011fi, biyolojik \u00e7e\u015fitlili\u011fin azalmas\u0131, kentlerde her t\u00fcrl\u00fc k\u0131r\u0131lganl\u0131k d\u00fczeylerinin y\u00fckselmesi ba\u015fl\u0131ca karamsarl\u0131k nedenleri aras\u0131nda bulunmaktad\u0131r.\u201d dedi.\n\nKENT YOKSULLARININ S\u00dcRD\u00dcR\u00dcLEB\u0130L\u0130R YA\u015eAM KO\u015eULLARINDAN YARALANDI\u011eINI S\u00d6YLEMEK OLANAKSIZDIR\nK\u00fcreselle\u015fmenin do\u011fal kaynaklar\u0131n h\u0131zla t\u00fcketilmesi, rant yarat\u0131p payla\u015ft\u0131rma yoluyla zenginin daha da zengin edilmesi, uzun vadeli bak\u0131\u015f a\u00e7\u0131lar\u0131n yerini k\u0131sa vadeli kayg\u0131lar\u0131n almas\u0131, piyasa g\u00fc\u00e7lerinin ve yeni teknolojik geli\u015fmelerin de etkisiyle \u00e7evrenin ve ekosistemin daha b\u00fcy\u00fck oranlarda tahrip edilmesi olas\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 b\u00fcy\u00fck \u00f6l\u00e7\u00fcde art\u0131rd\u0131\u011f\u0131n\u0131 da ifade eden Prof. Kele\u015f, \u201cBu tahribat\u0131n \u00f6nemli \u00f6l\u00e7\u00fcde kentsel ya\u015fam ortamlar\u0131ndan ortaya \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131n\u0131 a\u00e7\u0131k\u00e7a g\u00f6r\u00fcyoruz. D\u00fcnyada ve T\u00fcrkiye\u2019de h\u0131zl\u0131 \u00e7arp\u0131k ve dengesiz kentle\u015fmenin olgusu sorunlar\u0131n boyutlar\u0131n\u0131 kat kat artt\u0131r\u0131yor. D\u00fcnyada n\u00fcfusu 1 milyonu ge\u00e7en kent say\u0131s\u0131 1980\u2019lerde 213 iken, bu say\u0131, 21. y\u00fczy\u0131l\u0131n ba\u015flar\u0131nda 400\u2019\u00fc ge\u00e7ti. Bu kentlerin 3\u2019te 2\u2019si az geli\u015fmi\u015f \u00fclkelerde bulunuyor. Sorunlar\u0131n boyutlar\u0131n\u0131 az geli\u015fmi\u015f \u00fclkeler a\u00e7\u0131s\u0131ndan alabildi\u011fine b\u00fcy\u00fcten ilkeler ba\u015f\u0131nda yoksulluk geliyor. Birle\u015fmi\u015f Milletler Habitat \u0130nsan Yerle\u015fimleri toplant\u0131lar\u0131n\u0131n hepsinde, \u00f6zellikle 2016 y\u0131l\u0131nda, Ekvator\u2019un Kito kentinde toplanan \u0130nsan Yerle\u015fimleri Konferans\u0131\u2019nda yoksulluk konusu \u00e7ok \u00f6nemli bir \u015fekilde vurgulanm\u0131\u015ft\u0131r. Kito\u2019dan \u00f6nce de, 1976\u2019da, Vancouver\u2019da, ikincisi 1996\u2019da \u0130stanbul\u2019da toplanan konferanslarda da yoksullu\u011fun \u00f6nemi vurgulanm\u0131\u015ft\u0131r. BM\u2019nin verilerine g\u00f6re, az geli\u015fmi\u015f \u00fclkelerde, yoksulluk ko\u015fullar\u0131 i\u00e7inde ya\u015famakta olanlar\u0131n oran\u0131 olduk\u00e7a y\u00fcksektir. Bunlar aras\u0131nda temiz i\u00e7me suyundan yararlanamayanlar\u0131n oran\u0131 da dikkat \u00e7eker niteliktedir. \u00c7a\u011fda\u015f sa\u011fl\u0131k hizmetlerinden yararlanabilme olanaklar\u0131 olduk\u00e7a k\u0131s\u0131tl\u0131d\u0131r. Bu ko\u015fullarda kent yoksullar\u0131n\u0131n s\u00fcrd\u00fcr\u00fclebilir ya\u015fam ko\u015fullar\u0131ndan yaralanmakta olduklar\u0131n\u0131 s\u00f6ylemek kan\u0131mca olanaks\u0131zd\u0131r.\u201d diyerek konu\u015fmas\u0131n\u0131 s\u00fcrd\u00fcrd\u00fc.\n\nB\u00dcY\u00dcK\u015eEH\u0130R KANUNU \u0130LE GECE YATA\u011eINA K\u00d6YL\u00dc OLARAK G\u0130REN ADAM SABAH KENTL\u0130 OLARAK UYANDI\n\nGenel olarak d\u00fcnya ve az geli\u015fmi\u015f \u00fclkeler i\u00e7in yap\u0131lan g\u00f6zlemlerin T\u00fcrkiye i\u00e7in de b\u00fcy\u00fck \u00f6l\u00e7\u00fcde ge\u00e7erli oldu\u011funu iddia eden Prof. Kele\u015f, \u201c1980 y\u0131l\u0131nda %43 olan kentle\u015fme oran\u0131, 2012\u2019de, b\u00fcy\u00fck\u015fehir belediyeleri ile ilgili olarak yap\u0131lan yasal d\u00fczenlemeler sonucunda, bir gecede %93\u2019e y\u00fckseldi. Gece adam yata\u011f\u0131na k\u00f6yl\u00fc olarak girdi, sabah uyand\u0131\u011f\u0131nda kendisini kentli olarak g\u00f6rd\u00fc ve kendisini tan\u0131makta zorland\u0131. Neden? \u00c7\u00fcnk\u00fc il s\u0131n\u0131rlar ile belediye s\u0131n\u0131rlar\u0131 \u00f6rt\u00fc\u015ft\u00fcr\u00fcld\u00fc ve b\u00fct\u00fcn belediye s\u0131n\u0131rlar\u0131 i\u00e7erisindeki k\u00f6yler ve belde belediyeleri mahalle haline getirildi. Oralarda ya\u015fayanlar k\u00f6yl\u00fc olmaktan \u00e7\u0131k\u0131p bir gecede kentli haline geldikleri i\u00e7in T\u00fcrkiye\u2019de kentli n\u00fcfus %93\u2019e yapay olarak y\u00fckseltilmi\u015f oldu. \u00c7arp\u0131k kentle\u015fmenin sa\u011fl\u0131k ko\u015fullar\u0131 \u00fczerindeki etkisi dar bir \u00e7a\u011fr\u0131\u015f\u0131m yapabilir. Unutmamak gerekir ki dar anlam\u0131nda bile sa\u011fl\u0131k kavram\u0131 yorum gerektirir. Sa\u011fl\u0131kl\u0131 olmay\u0131 hasta olmama bi\u00e7iminde anlamak eksiktir. Sa\u011fl\u0131kl\u0131 kent ve kentle\u015fme, sa\u011fl\u0131k s\u00f6zc\u00fc\u011f\u00fcn\u00fcn dar anlam\u0131n\u0131n kapsam\u0131na s\u0131\u011fd\u0131r\u0131lamayacak kadar geni\u015f ve derin bir \u00f6ze sahiptir. Elveri\u015fli bir e\u011fitim d\u00fczeyi, \u00e7al\u0131\u015fma, dinlenme, ula\u015f\u0131m, \u00e7evre, k\u00fclt\u00fcr ve sanat olanaklar\u0131ndan yoksun ve kentsel sorunlar kar\u015f\u0131s\u0131nda diren\u00e7siz olman\u0131n da, sa\u011fl\u0131ks\u0131z bir kentsel ya\u015fam ortam\u0131n\u0131n niteliklerini olu\u015fturdu\u011funu rahatl\u0131kla s\u00f6yleyebiliriz.\u201d dedi.\n\n\u00c7EVREN\u0130N \u00dcST D\u00dcZEYDE KORUNMASI VE \u00c7EVRE KAL\u0130TES\u0130N\u0130N \u0130Y\u0130LE\u015eT\u0130R\u0130LMES\u0130, AB POL\u0130T\u0130KALARININ KAPSAMI \u0130\u00c7ER\u0130S\u0130NE SOKULDU\n\nGenel anlamda sa\u011fl\u0131kl\u0131 ve diren\u00e7li bir kentin ne gibi niteliklere sahip olmas\u0131 gerekti\u011fini ba\u015fta BM olmak \u00fczere baz\u0131 uluslararas\u0131 kurulu\u015flar\u0131n benimsemi\u015f olduklar\u0131 s\u00f6zle\u015fmelerde ve antla\u015fmalarda a\u00e7\u0131k bir \u015fekilde g\u00f6r\u00fcld\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc dile getiren Prof. Kele\u015f, \u201cBirka\u00e7 \u00f6rnek vereyim: Bunlardan biri, 1948 tarihli \u0130nsan Haklar\u0131 Evrensel Bildirisi\u2019dir. \u00d6b\u00fcr\u00fc 1966 y\u0131l\u0131nda, yine Birle\u015fmi\u015f Milletler Genel Kurulu taraf\u0131ndan kabul edilen Ekonomik Toplumsal ve K\u00fclt\u00fcrel Haklar S\u00f6zle\u015fmesi\u2019dir. 1990 tarihli Paris S\u00f6zle\u015fmesi ve 1972\u2019de Rio De Janeiro\u2019da toplanan D\u00fcnya \u00c7evre ve Kalk\u0131nma Konferans\u0131\u2019nda da insan \u00e7evre ve halk sa\u011fl\u0131n\u0131 bir b\u00fct\u00fcnsellik i\u00e7inde ele almay\u0131 \u00f6neren kararlar al\u0131nm\u0131\u015ft\u0131r. Bunlara daha eklenecek belgeler var ama da\u011f\u0131tmayay\u0131m ve uzatmayay\u0131m s\u00f6z\u00fc. T\u0131pk\u0131 kitap imzalatmak i\u00e7in arkada\u015flar l\u00fctfedip uzun kuyruklar halinde nas\u0131l bekledilerse, T\u00fcrkiye\u2019de Avrupa Birli\u011fi\u2019nin kap\u0131s\u0131nda 50 y\u0131ld\u0131r, hem onlardan, fakat daha \u00e7ok bizden kaynaklanan nedenlerle bekletiliyor. Ama AB\u2019nin bir Lizbon Antla\u015fmas\u0131 var, kurucu belge. Burada, temel haklarla ilgili b\u00f6l\u00fcm\u00fcn\u00fcn 37. maddesine yer alan sa\u011fl\u0131kl\u0131 \u00e7evre hakk\u0131 konusunda \u015f\u00f6yle s\u00f6yleniyor: \u2018\u00c7evrenin \u00fcst d\u00fczeyde korunmas\u0131 ve \u00e7evre kalitesinin iyile\u015ftirilmesi, AB politikalar\u0131n\u0131n kapsam\u0131 i\u00e7erisine sokulmal\u0131 ve s\u00fcrd\u00fcr\u00fclebilir kalk\u0131nma ilkesi ile uyumlu olarak g\u00fcvence alt\u0131na al\u0131nmal\u0131d\u0131r.\u2019 AB Politikalar\u0131n\u0131n Genel \u00c7er\u00e7evesi ba\u015fl\u0131kl\u0131 belgenin 191. maddesinde de \u00e7evre politikalar\u0131n\u0131n genel ama\u00e7lar\u0131 \u015fu birka\u00e7 madde halinde \u00f6zetleniyor: \u00c7evre kalitesinin korunmas\u0131 ve iyile\u015ftirilmesi, insan sa\u011fl\u0131\u011f\u0131n\u0131n korunmas\u0131, do\u011fal kaynaklar\u0131n \u00f6zenle ve rasyonel olarak kullan\u0131lmas\u0131, iklim de\u011fi\u015fikli\u011fiyle m\u00fccadele edilebilmesi i\u00e7in gerekli \u00f6nlemlerin al\u0131nmas\u0131.\u201d ifadeleriyle konu\u015fmas\u0131n\u0131 s\u00fcrd\u00fcrd\u00fc.\n\nAB, \u201cYUMU\u015eAK DOLA\u015eIM\u201d ADI ALTINDA, TIPKI \u00c7AYCUMA G\u0130B\u0130 B\u0130S\u0130KLET YOLLARINA \u00d6NEM VER\u0130LMES\u0130N\u0130 \u0130ST\u0130YOR\n\nAvrupa Konseyi\u2019nin 1994 y\u0131l\u0131nda kabul edilen ve 2004 y\u0131l\u0131nda yeniden g\u00f6zden ge\u00e7irilen \u201cS\u00fcrd\u00fcr\u00fclebilirlik Yolunda Avrupa Kentler ve Kasabalar\u201d ba\u015fl\u0131\u011f\u0131n\u0131 ta\u015f\u0131yan bir \u015fart\u0131 oldu\u011funu s\u00f6yleyen Prof. Kele\u015f, \u201c\u0130\u00e7inde bulundu\u011fumuz bunal\u0131m\u0131n insan elinden \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131n\u0131 a\u00e7\u0131k\u00e7a g\u00f6steren bir \u015fart. N\u00fcfus ve yap\u0131 yo\u011funlu\u011funun, betonla\u015fman\u0131n, gereksiz dikey ve yatay b\u00fcy\u00fcmenin biti\u015fik geli\u015fme kural\u0131na y\u00f6nlendirilmesi gere\u011finden s\u00f6z ediliyor \u015fartta ve hava ve g\u00fcr\u00fclt\u00fc kirlenmesinin kentsel altyap\u0131n\u0131n gereksiz par\u00e7alara b\u00f6l\u00fcnmesinin, kentsel peyzaj de\u011ferlerinin tahribinin \u00f6nlenebilmesi i\u00e7in \u00f6zellikle s\u00fcrd\u00fcr\u00fclebilir ula\u015f\u0131m politikalar\u0131n\u0131n tercih edilmesi gere\u011fi \u00fczerinde \u00f6nemle duruluyor. Deniyor ki, zorunlu olmayan ve s\u0131n\u0131rl\u0131 anlama gelmek \u00fczere, yumu\u015fak dola\u015f\u0131m. Nedir diye bakt\u0131\u011f\u0131m\u0131z zaman bisiklet yollar\u0131na \u00f6ncelik vereceksiniz diyor. T\u0131pk\u0131 \u00c7aycuma\u2019da oldu\u011fu gibi bisikletlilere ayr\u0131lan yerler g\u00f6rd\u00fcm, takdirle kar\u015f\u0131lad\u0131m.\u201d dedi.\n

\u0130KL\u0130M DE\u011e\u0130\u015e\u0130N\u0130N D\u00dcNYA EKONOM\u0130S\u0130NE MAL\u0130YET\u0130, 2. D\u00dcNYA SAVA\u015eI VE 1924 BUNALIMININ TOPLAMINDAN DAHA Y\u00dcKSEK OLACAK\n\u0130klim de\u011fi\u015fikli\u011fi konusuna bak\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda, yery\u00fcz\u00fcn\u00fcn ortalama s\u0131cakl\u0131\u011f\u0131n\u0131n de\u011fi\u015fiminin \u00e7ok \u00f6neli oldu\u011funu da s\u00f6yleyen Prof. Kele\u015f, \u201cD\u00fcnyan\u0131n ortalama \u0131s\u0131s\u0131 10 bin y\u0131l boyunca 14 santigrat derece kald\u0131\u011f\u0131 halde, son 30-40 y\u0131ldan bu yana bu durum h\u0131zla de\u011fi\u015fti. Bu de\u011fi\u015fiklik \u00fczerinde de do\u011fal nitelikte olmayan ve \u00e7ok daha fazla etkili olan depremler, insanlar\u0131n ya\u015fama ve t\u00fcketim etikliklerinden, yanl\u0131\u015f ya\u015fam bi\u00e7imlerinden kaynaklan\u0131yor. 1906 ve 2005 y\u0131l\u0131 aras\u0131n\u0131 kapsayan 100 y\u0131ll\u0131k d\u00f6nem i\u00e7erisinde \u0131s\u0131nmadaki art\u0131\u015f 0,74 santigrat derece oldu\u011fu halde, son y\u0131llardaki \u0131s\u0131nman\u0131n son 100 y\u0131ll\u0131k \u0131s\u0131nman\u0131n iki kat\u0131ndan daha b\u00fcy\u00fck oldu\u011fu hesaplanm\u0131\u015f. Sera gazlar\u0131 yery\u00fcz\u00fcne gelen uzun dalga radyasyonu al\u0131koymakta oldu\u011fundan yery\u00fcz\u00fcn\u00fcn artan oranda \u0131s\u0131nmas\u0131na katk\u0131da bulunmaktad\u0131r. \u0130ngiliz \u0130ktisat\u00e7\u0131 John Richard Nicholas Stone bu olay\u0131n d\u00fcnyan\u0131n bug\u00fcne kadar kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131\u011f\u0131 en ciddi bunal\u0131m oldu\u011fu g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcn\u00fc savunuyor. Ona g\u00f6re, bu de\u011fi\u015fimin d\u00fcnya ekonomisine maliyeti, 2. D\u00fcnya Sava\u015f\u0131 ve 1924 bunal\u0131m\u0131n\u0131n toplam\u0131ndan daha y\u00fcksek olacak. Bu nedenle de insano\u011flu bundan b\u00f6yle akl\u0131n\u0131 diren\u00e7lilik gibi kal\u0131c\u0131 \u00e7\u00f6z\u00fcmler \u00fczerine odakla\u015ft\u0131r\u0131rsa daha iyi eder. Milyarlarca Avro tutar\u0131ndaki maliyete ek olarak, 200 milyondan \u00e7ok say\u0131da insan \u00e7evresel nedenlerle yerinden yurdundan g\u00f6\u00e7 etmek zorunda kal\u0131yor ve yery\u00fcz\u00fcndeki hayvan t\u00fcrlerinin %40\u2019\u0131ndan \u00e7o\u011funun yok olup gidece\u011fi olas\u0131l\u0131\u011f\u0131 da tahminler aras\u0131nda. Kimsenin g\u00f6rmezden gelemeyece\u011fi bir ger\u00e7ek de \u015fu: Ge\u00e7mi\u015f y\u0131llardakinden farkl\u0131 olarak g\u00fcn\u00fcm\u00fczde mevsimler neredeyse i\u00e7 i\u00e7e girdiler, k\u0131\u015flar\u0131 yazlardan ilkbahar\u0131 ve sonbahar\u0131 birbirlerinden ay\u0131r etmek neredeyse olanaks\u0131z duruma gelmi\u015ftir. Bir yazar\u0131m\u0131z\u0131 \u00e7ok hakl\u0131 olarak \u015f\u00f6yle diyor: B\u00fcy\u00fck kompozit\u00f6r Antonio Vivaldi bug\u00fcn ya\u015fasayd\u0131 \u20184 Mevsim\u2019 ad\u0131n\u0131 ta\u015f\u0131yan \u015faheserini yeniden yaratmakta b\u00fcy\u00fck g\u00fc\u00e7l\u00fcklerle kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya kal\u0131rd\u0131, \u00e7\u00fcnk\u00fc mevsimler yok art\u0131k.\u201d diyerek konu\u015fmas\u0131na devam etti.\n\nBAKANLI\u011eIN ADINI DE\u011e\u0130\u015eT\u0130RMEKLE \u00c7EVRE KONUSUNDA ADIM ATMI\u015e OLMUYORSUNUZ\n\n\u0130klim de\u011fi\u015fikli\u011finin ard\u0131nda yatan ba\u015fl\u0131ca nedenin atmosferin \u0131s\u0131nmas\u0131na yol a\u00e7an t\u00fcrl\u00fc gazlar\u0131n sal\u0131n\u0131m\u0131ndaki art\u0131\u015flar oldu\u011funu dile getiren Prof. Dr. Kele\u015f, \u201cBaz\u0131 gazlar\u0131n belli \u00f6l\u00e7\u00fclerin \u00fcst\u00fcnde atmosfere sal\u0131nmas\u0131n\u0131n yaratt\u0131\u011f\u0131 ek \u0131s\u0131nmaya, sera etkisi deniyor. Bu \u0131s\u0131nmay\u0131 sa\u011flayan gazlar, insan etkinlikleri, sanayi tesislerinin \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131 ve fosil yak\u0131tlar\u0131n kullan\u0131lmas\u0131 sonucunda atmosfere p\u00fcsk\u00fcrt\u00fcl\u00fcyor. Karbondioksit, metan gazlar\u0131, kloroform karbonlar, kloroflorokarbonlar k\u00fcresel \u0131s\u0131nman\u0131n ba\u015fl\u0131ca nedenlerini olu\u015fturuyor. \u0130klim De\u011fi\u015fikli\u011fi \u00c7er\u00e7eve S\u00f6zle\u015fmesi, Rio De Janeiro\u2019da kabul edildi. Sera gazlar\u0131n\u0131n sal\u0131nmas\u0131na kesin s\u0131n\u0131rlar konmas\u0131n\u0131 g\u00fcndeme geldi ve 190\u2019dan \u00e7ok devlet bu s\u00f6zle\u015fmeyi onaylayarak taraf oldu. Kyoto Protokol\u00fc 2005\u2019te y\u00fcr\u00fcrl\u00fc\u011fe girdi. D\u00fcnyay\u0131 k\u00fcresel \u0131s\u0131nman\u0131n etkilerinden kurtarmay\u0131 ama\u00e7l\u0131yordu bu s\u00f6zle\u015fme. Devletlerin bu s\u00f6zle\u015fme kar\u015f\u0131s\u0131nda ald\u0131\u011f\u0131 tav\u0131rlar \u00e7ok de\u011fi\u015fti. Asl\u0131nda uluslararas\u0131 hukukta, Birle\u015fmi\u015f Milletler kurallar\u0131nda, \u2018Ortak fakat farkl\u0131la\u015ft\u0131r\u0131lm\u0131\u015f sorumluluk\u2019 diye \u00f6nemli bir kural var. Buna g\u00f6re atmosferi en \u00e7ok hangi devletler kirletiyorsa, mali sonu\u00e7lar\u0131na da en \u00e7ok onlar katlanmal\u0131d\u0131r. Ancak bu \u00f6nemli s\u00f6zle\u015fmeye taraf olmaktan s\u00fcrekli olarak ka\u00e7\u0131nan devletlerin hangileri oldu\u011funu sorarsan\u0131z, Amerika Birle\u015fik Devletleri ve \u00c7in Halk Cumhuriyeti gibi isimleri sizlere verebilirim. Bu sorun ancak 2015 y\u0131l\u0131nda Paris\u2019te toplanan Paris \u0130klim Zirvesi\u2019nde bir \u00e7\u00f6z\u00fcme kavu\u015fturuldu. E\u011fer devletler kendilerini bencillikten kurtarabilir ve anla\u015fma gere\u011fi gibi uygulanabilirse, umut edilir ki, %80\u2019den \u00e7o\u011fu fosil yak\u0131t kullanmakta \u00fclkeler, ba\u015fta k\u00f6m\u00fcr olmak \u00fczere, petrol ve do\u011fal gaz kullanmaktan vazge\u00e7erek temiz ve yenilenebilir enerji kullan\u0131m\u0131na y\u00f6nelecek. Bu y\u00f6nden T\u00fcrkiye a\u00e7\u0131s\u0131ndan da bir \u015feyler s\u00f6yleyebilirim. T\u00fcrkiye biliyorsunuz \u00c7evre ve \u015eehircilik Bakanl\u0131\u011f\u0131n\u0131n ad\u0131na iklim de\u011fi\u015fikli\u011fini de ekleyerek g\u00f6r\u00fcn\u00fc\u015fte bir izlenim vermeye \u00e7al\u0131\u015ft\u0131. \u00d6nemli olan isim de\u011fi\u015ftirmek de\u011fil ba\u015fta enerji olmak \u00fczere \u00e7evre politikalar\u0131nda o ismin gerektirdi\u011fi ad\u0131mlar\u0131 atmakt\u0131r, bunu hen\u00fcz yapabilmi\u015f durumda de\u011filiz. T\u00fcrkiye, 2009 y\u0131l\u0131nda Kyoto Protokol\u00fcn\u00fc 5836 say\u0131l\u0131 yasa ile onaylayarak taraf olmas\u0131na kar\u015f\u0131n, Paris \u0130klim S\u00f6zle\u015fmesi\u2019ni ancak aradan 6 y\u0131l ge\u00e7tikten sonra 2021 y\u0131l\u0131nda onaylayabilmi\u015ftir.\u201d dedi.\n\nT\u00dcRK\u0130YE, KAMU Y\u00d6NET\u0130M\u0130N\u0130N HER KADEMES\u0130NDE, AC\u0130L DURUMLARDA DERHAL HAREKETE GE\u00c7EB\u0130LECEK OLGUNLUKTAN UZAKTIR\n\nKonu\u015fmas\u0131na, \u00e7ok \u00f6nemli bir kavram olan diren\u00e7lilikle girdi\u011fini ve konu\u015fmas\u0131n\u0131 onunla ba\u011flamak istedi\u011fini s\u00f6yleyen Prof. Kele\u015f, \u201cDiren\u00e7lilik ve diren\u00e7li kentler g\u00fcndeme geldi\u011finde akla ilk gelen konulardan biri hi\u00e7 ku\u015fkusuz do\u011fal afetlerdir. Resmi a\u00e7\u0131klamalara g\u00f6re can kayb\u0131n\u0131n 50.000\u2019e ula\u015ft\u0131\u011f\u0131, son 11 ili i\u00e7ine alan 6 \u015eubat depreminin televizyon ekranlar\u0131na yans\u0131t\u0131lan moral bozucu g\u00f6r\u00fcnt\u00fcleri sorunun boyutlar\u0131n\u0131 a\u00e7\u0131k\u00e7a ortaya koydu. Fizi\u011fin yasalar\u0131na ba\u011fl\u0131 olarak meydana geliyor olmas\u0131n\u0131 g\u00f6z ard\u0131 edip do\u011fal afetleri bir kader, bir al\u0131nyaz\u0131s\u0131 olarak niteleyenler ve ona Tanr\u0131\u2019n\u0131n g\u00fcnahk\u00e2r kullar\u0131na vermi\u015f oldu\u011fu bir ceza g\u00f6z\u00fcyle bakanlar var. 21.y\u00fczy\u0131l insan\u0131na yak\u0131\u015fmayan bu t\u00fcr de\u011ferlendirmeleri yapanlar\u0131n yakla\u015f\u0131mlar\u0131 do\u011fru ve akla uygun olsayd\u0131, t\u0131pk\u0131 ya\u011fmur duas\u0131na \u00e7\u0131kan zavall\u0131lar\u0131n yollara d\u00f6k\u00fclmesinde oldu\u011fu gibi insanl\u0131\u011f\u0131 y\u0131k\u0131mdan kurtarman\u0131n bir \u00e7aresi bulunabilirdi ama durum hi\u00e7 de \u00f6yle de\u011fil. N\u00fcfusun ve ekonomik faaliyetlerin \u00fclke sath\u0131nda gere\u011finden b\u00fcy\u00fck kentsel merkezlerde toplanmas\u0131 yerine dengeli olarak da\u011f\u0131t\u0131lmas\u0131n\u0131 \u00f6ng\u00f6ren politika aray\u0131\u015flar\u0131 ne yaz\u0131k ki Devlet Planlama Te\u015fkilat\u0131 ad\u0131n\u0131 ta\u015f\u0131yan \u00e7ok \u00f6nemli bir kurumun gerek\u00e7e g\u00f6sterilmeden kapat\u0131lmas\u0131yla tarihe kar\u0131\u015ft\u0131. Son b\u00fcy\u00fck depremin ard\u0131ndan yerle\u015fim yerlerinin fay hatlar\u0131n\u0131n 500 metreden daha yak\u0131n\u0131na konulmas\u0131na izin verilmeyece\u011fine ili\u015fkin haberler ve a\u00e7\u0131klamalar \u00f6nemli bir ger\u00e7e\u011fin ge\u00e7 de olsa fark\u0131na var\u0131lm\u0131\u015f oldu\u011funun bir i\u015faretidir. 6 \u015eubat 2023 sars\u0131nt\u0131s\u0131n\u0131n ard\u0131ndan ya\u015fananlar\u0131n a\u00e7\u0131k\u00e7a g\u00fcn y\u00fcz\u00fcne \u00e7\u0131kard\u0131\u011f\u0131 ger\u00e7ek odur ki, T\u00fcrkiye ba\u015fta imar aflar\u0131, plans\u0131zl\u0131k, yap\u0131larda kullan\u0131lan malzemelerin niteli\u011fi olmak \u00fczere kamu y\u00f6netiminin her kademesinde acil durumlarda derhal harekete ge\u00e7ebilecek olgunlu\u011fa eri\u015febilmi\u015f olmaktan uzakt\u0131r. Ola\u011fan\u00fcst\u00fc durumlarda toplanma alan\u0131 olarak kullan\u0131lmas\u0131 \u00f6ng\u00f6r\u00fclm\u00fc\u015f alanlar\u0131n bile rant yaratma ve payla\u015ft\u0131rma gibi ama\u00e7larla yap\u0131la\u015fmaya a\u00e7\u0131lmas\u0131, can kay\u0131plar\u0131n\u0131n \u00f6nemli boyutlara ula\u015fmas\u0131na yol a\u00e7m\u0131\u015ft\u0131r. Baz\u0131 yabanc\u0131 \u00fclkelerden g\u00f6nderilen yard\u0131m ekiplerinin bile afet b\u00f6lgelerine T\u00fcrk polisinden, jandarmas\u0131ndan ya da silahl\u0131 g\u00fc\u00e7lerinden daha erken gidebilmi\u015f olmalar\u0131 \u00e7ok ciddi bir e\u015fg\u00fcd\u00fcm bunal\u0131m\u0131 i\u00e7inde oldu\u011fumuzu g\u00f6stermi\u015ftir.\u201d ifadelerini de kulland\u0131.\n\nYA\u015eANAN FELAKET\u0130N EKONOM\u0130K, TOPLUMSAL VE PS\u0130KOLOJ\u0130K MAL\u0130YET\u0130N\u0130N BU DENL\u0130 Y\u00dcKSEK OLMASININ ASIL SORUMLUSU Y\u00d6NET\u0130M ZAF\u0130YET\u0130D\u0130R\n\nB\u00fct\u00fcn bu \u00f6rneklerin ard\u0131nda yanl\u0131\u015f d\u00fc\u015f\u00fcnsel varsay\u0131m da oldu\u011funu da s\u00f6yleyen Prof. Kele\u015f, \u201cDepremin bir fiziksel olgu, fay hatt\u0131 \u00fczerinde olma ve \u00e7\u00fcr\u00fck zeminlere oturtulmu\u015f yerle\u015fim yerlerinde ya\u015famaya g\u00f6z yumma ger\u00e7e\u011fini g\u00f6rmezden gelerek olay\u0131n sorumlulu\u011fu Tanr\u0131\u2019ya y\u00fcklenmektedir. Oysa y\u0131llar\u0131n deneyimlerinin \u0131\u015f\u0131\u011f\u0131 alt\u0131nda depremlerden \u00f6nce, depremler s\u0131ras\u0131nda ve depremlerden sonra neler yap\u0131lmas\u0131 gerekti\u011fi konusunda her t\u00fcrl\u00fc d\u00fc\u015f\u00fcnsel birikime sahip bulunan T\u00fcrkiye\u2019de, \u00e7ok a\u00e7\u0131k bir \u015fekilde g\u00f6r\u00fclm\u00fc\u015ft\u00fcr ki, ya\u015fanan felaketin ekonomik, toplumsal ve psikolojik maliyetinin bu denli y\u00fcksek olmas\u0131n\u0131n as\u0131l sorumlulu\u011fu, y\u00f6netim zafiyetine ba\u011flanmak durumundad\u0131r. Bu ko\u015fullar alt\u0131nda do\u011fal afet teriminin kullan\u0131lmas\u0131n\u0131n ger\u00e7ek\u00e7i olmad\u0131\u011f\u0131, do\u011fal afetin do\u011fall\u0131\u011f\u0131n\u0131 t\u00fcmden yitirmi\u015f oldu\u011fu ve insan elinden \u00e7\u0131km\u0131\u015f bir afete d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fc\u011f\u00fc \u00e7ok a\u00e7\u0131k bir \u015fekilde kabul edilebilir. Anglosakson dillerinde bu diren\u00e7lilik \u2018Urban resilience\u2019, kentsel diren\u00e7lilik plan\u0131 diye s\u00f6ylenir. Bu, ku\u015fkusuz, kentleri rezillikten kurtarmak anlam\u0131na gelmiyor. Kentlerin kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya bulundu\u011fu sorunlara do\u011fal ya da insan elinden \u00e7\u0131km\u0131\u015f afetlere ve risklere kar\u015f\u0131 her y\u00f6nden haz\u0131rl\u0131kl\u0131 olmay\u0131, bunlara yeterli bir bi\u00e7imde yan\u0131t verebilecek \u00e7\u00f6z\u00fcmler geli\u015ftirmeyi gerekli k\u0131l\u0131yor.\u201d dedi.\n

BELED\u0130YELERLE \u0130LG\u0130L\u0130 \u0130LK DEMOKRAT\u0130K ADIM OSMANLI \u0130MPARATORLU\u011eU ZAMANINDA ATILDI\nKele\u015f konu\u015fmas\u0131na, \u201c21. y\u00fczy\u0131lda yerel y\u00f6netimlerin hem \u00e7evre hem \u00e7evre d\u0131\u015f\u0131ndaki konularda mevzuatla g\u00f6revlendirilmi\u015f olduklar\u0131n\u0131 g\u00f6r\u00fcyoruz. Yerel y\u00f6netimler hele de se\u00e7imlere 12-13 g\u00fcn kald\u0131\u011f\u0131 bir d\u00f6nemde nas\u0131l bir de\u011ferlendirme yapabiliriz. \u015eu \u00f6rnekle i\u015fe ba\u015flayay\u0131m 1980\u2019li y\u0131llarda, Turgut \u00d6zal\u2019\u0131n ba\u015fta bulundu\u011fu d\u00f6nemde, tam yerel se\u00e7imlere bug\u00fcnk\u00fc gibi birka\u00e7 hafta kala, b\u00fcy\u00fck gazetelerden bir tanesinde bir karikat\u00fcr yay\u0131mland\u0131. Bir ki\u015finin eli, kolu bacaklar\u0131 boynu iplerle sar\u0131l\u0131 olarak \u00e7izilen karikat\u00fcrde Turgut \u00d6zal \u015fu mesaj\u0131 vermek istiyordu muhalif partilere: E\u011fer muhalefetteki partilere se\u00e7imlerde oy verecek olursan\u0131z, hi\u00e7bir i\u015f yapamaz hale geleceksiniz, bu karikat\u00fcrdeki gibi eliniz kolunuz ba\u011fl\u0131 olacaks\u0131n\u0131z. T\u00fcrkiye Cumhuriyeti yerel y\u00f6netimleri Osmanl\u0131 \u0130mparatorlu\u011fundan devrald\u0131. Osmanl\u0131 \u0130mparatorlu\u011fu\u2019nda 1876 Kanunuesasisinde iki \u00f6nemli kural vard\u0131. O tarihteki anayasada vilayetlerin y\u00f6netimiyle ilgili, \u2018Tefrik-i vezaif\u2019 ve \u2018Tevsi-i mezuniyet\u2019 diye iki kural konmu\u015f. Gen\u00e7 arkada\u015flar i\u00e7in s\u00f6yleyeyim tevsi-i mezuniyetin anlam\u0131, bug\u00fcn yetki geni\u015fli\u011fi diye anayasam\u0131zda yer alan kurald\u0131r. Merkezi y\u00f6netimin ta\u015fradaki uzant\u0131lar\u0131 olan vali ve kaymakamlar\u0131n yetkilerini anlat\u0131r. \u00a0Tefrik-i vezaif ile kastedilen \u015fey, g\u00f6rev ayr\u0131m\u0131d\u0131r ama bu erkler ayr\u0131m\u0131 anlam\u0131na gelmiyor, merkezi y\u00f6netimle, yerel y\u00f6netimler aras\u0131ndaki g\u00f6rev ayr\u0131m\u0131d\u0131r. Aynen Cumhuriyet d\u00f6nemi anayasalar\u0131na da yans\u0131m\u0131\u015ft\u0131r bu kurallar. \u2018Belediyelerin i\u015fleri, \u00fcyelerini halk\u0131n se\u00e7erek g\u00f6reve getirdi\u011fi belediye meclisleri arac\u0131l\u0131\u011f\u0131yla y\u00f6netilecektir\u2019 demek sureti ile ilk demokratik ad\u0131m\u0131 Osmanl\u0131 \u0130mparatorlu\u011fu ile at\u0131yoruz. Bu Cumhuriyet anayasalar\u0131na da ge\u00e7iyor. \u0130lk belediye, \u0130stanbul\u2019da, Galata ve Beyo\u011flu semtlerinde, 1855\u2019te kuruluyor. Ba\u015f\u0131nda bir \u015fehremini var, bir \u015fehremaneti meclisi ile g\u00f6rev yap\u0131yor. Neden Beyo\u011flu\u2019nda ve Galata\u2019da ilk belediye kuruluyor T\u00fcrkiye\u2019de? \u00c7\u00fcnk\u00fc az\u0131nl\u0131klar var. Beyo\u011flu ve Galata semtleri \u0130stanbul\u2019da gayrim\u00fcslimlerin oturdu\u011fu semtler, \u2018Biz kendimizi y\u00f6netmek istiyoruz\u2019 diye bask\u0131 yap\u0131yorlar. Bat\u0131daki \u0130ngiltere ve Fransa gibi emperyalist \u00fclkelerde onlar\u0131n s\u00f6zc\u00fcl\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc yapmak sureti ile Osmanl\u0131 \u0130mparatorlu\u011fu \u00fcst\u00fcnde bask\u0131 kuruyor. Bu bask\u0131 sonucunda 6. Daire-i Belediyye ad\u0131n\u0131 ta\u015f\u0131yan ilk belediye, Beyo\u011flu ve Galata semtlerinde kuruluyor. Neden 6. Daire-i Belediyye de 7. 8. 9. de\u011fil diye sorarsan\u0131z onun da gerek\u00e7esi \u015fu: Sistem Napolyon Fransa\u2019s\u0131ndan al\u0131n\u0131yor. \u00a0Bug\u00fcn, Paris\u2019te de, arondisman\u2019lar vard\u0131r say\u0131lar\u0131 20\u2019yi bulan, il\u00e7e belediyelerine tekab\u00fcl eden. Beyo\u011flu ve Galata\u2019da 6.\u2019s\u0131n\u0131 kuruyor, ileride geni\u015fletmek suretiyle ba\u015fka semtleri de i\u00e7ine al\u0131rsa onlara da farkl\u0131 numaralar verilecekti.\u201d diyerek devam etti.\n

T\u00dcRK\u0130YE\u2019DE BELED\u0130YEC\u0130L\u0130K: 95 YA\u015eINDA EMEKLEYEN B\u0130R BEBEK\nCumhuriyetin 1923\u2019te kurulmas\u0131nda 7 y\u0131l sonra ilk belediye kanunu \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6yleyen Prof. Kele\u015f, konu\u015fmas\u0131n\u0131, \u201c1930\u2019da, \u00e7\u0131kar\u0131lan 1580 Say\u0131l\u0131 Belediye Kanunu ve 2005 y\u0131l\u0131na kadar y\u00fcr\u00fcrl\u00fckte kald\u0131. \u015eunu ifade edeyim ki, 1930\u2019da \u00e7\u0131kan bu Belediye Kanunu, acaba T\u00fcrkiye\u2019de ger\u00e7ek anlamda yerel demokrasinin kurulmas\u0131nda katk\u0131da bulundu mu, bulunmad\u0131 m\u0131? B\u00fcy\u00fck ad\u0131mlar at\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Fakat \u015funu ifade edeyim ki hi\u00e7bir zaman \u00e7a\u011fda\u015f anlamda yerel demokrasi T\u00fcrkiye\u2019de ayaklar\u0131n\u0131n \u00fczerine oturtulamad\u0131. 1990\u2019da Cumhuriyet gazetesinde bir yaz\u0131 yazd\u0131m, ba\u015fl\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6yle koydum:\u20181930\u2019dan 1990\u2019a kadar 60 y\u0131l ge\u00e7ti, T\u00fcrkiye\u2019de belediyecilik: 60 ya\u015f\u0131nda emekleyen bir bebek.\u2019 E\u011fer bu yaz\u0131y\u0131 T\u00fcrkiye\u2019de yerel demokrasi ve belediyecili\u011fin durumu hakk\u0131nda bug\u00fcn yazacak olsayd\u0131m \u015f\u00f6yle ba\u015fl\u0131k koyard\u0131m: \u2018T\u00fcrkiye\u2019de belediyecilik: 95 ya\u015f\u0131nda emekleyen bir bebek.\u2019 Hala bu bebek emeklemektedir. \u00c7\u00fcnk\u00fc anayasan\u0131n koymu\u015f oldu\u011fu kurallarla T\u00fcrkiye\u2019nin 1950\u2019li y\u0131llardan beri \u00fcyesi olup 1993\u2019ten beri taraf\u0131 oldu\u011fu, Avrupa Yerel Y\u00f6netimler \u00d6zerklik \u015eart\u0131\u2019n\u0131n \u00e7ok a\u00e7\u0131k kurallar\u0131na ra\u011fmen, ne yaz\u0131k ki, yerel demokrasinin olmas\u0131 gereken noktada olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6rm\u00fcyoruz.\u201d Diyerek s\u00fcrd\u00fcrd\u00fc.\n\nYEREL DEMOKRAS\u0130 ANCAK \u00c7AYCUMA HALKININ GELM\u0130\u015e OLDU\u011eU B\u0130R DEMOKRAT\u0130K K\u00dcLT\u00dcR D\u00dcZEY\u0130NE GELMEKLE GEL\u0130\u015e\u0130R\n\nProf. Kele\u015f dikkatle dinlenen konu\u015fmas\u0131n\u0131, \u201cBir ufak \u00f6rnek vereyim, \u00e7ok ba\u015far\u0131l\u0131 imar plan\u0131 \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131 yapan bir belediyenin s\u0131n\u0131rlar\u0131 i\u00e7erisinde bulunuyoruz. \u0130mar plan\u0131 yapma g\u00f6revi 3194 say\u0131l\u0131 \u0130mar Kanunu\u2019muza g\u00f6re belediyelerimizindir. Ancak o kanunumuzun gecekondu bulunan, afetlere maruz kalan, i\u00e7inden kenar\u0131ndan demiryolu, karayollar\u0131 ge\u00e7en yerler gibi istisnai durumlarda devletin de, merkezi y\u00f6netimin de bu yetkiyi kullanabilece\u011fine ili\u015fkin kurallar\u0131 vard\u0131r, ama istisnai bir durumdur bu. Fakat \u0130mar Kanunu\u2019muzun \u00e7\u0131km\u0131\u015f oldu\u011fu y\u0131ldan sonra yap\u0131lan pek \u00e7ok yasal d\u00fczenleme ile -ki, bunlar\u0131n ba\u015f\u0131nda 2010-2011 y\u0131l\u0131nda \u00c7evre ve \u015eehircilik Bakanl\u0131\u011f\u0131n\u0131n yeninden d\u00fczenlenmesine ili\u015fkin Kanun H\u00fckm\u00fcnde Kararnameler vard\u0131r- yerel nitelikte olan kamu hizmetlerinin halka en yak\u0131n olan belediyeler taraf\u0131ndan g\u00f6r\u00fclmesi zorunlu iken, hem milli mevzuat\u0131m\u0131za, hem de taraf\u0131 oldu\u011fumuz Avrupa Yerel Y\u00f6netimler \u00d6zerklik \u015eart\u0131\u2019n\u0131n kurallar\u0131na g\u00f6re durum bu olmas\u0131na ra\u011fmen, imar ve planlama yetkileri belediyelerden al\u0131narak \u00c7evre \u015eehircilik ve \u0130klim De\u011fi\u015fikli\u011fi Bakanl\u0131\u011f\u0131na verilmi\u015ftir. \u00a0Bakanl\u0131\u011f\u0131n ada ve parsel baz\u0131na var\u0131ncaya kadar her d\u00fczeydeki naz\u0131m ve uygulama imar planlar\u0131n\u0131 yapma yetkisi bulunmaktad\u0131r. Sadece \u00c7evre \u015eehircilik ve \u0130klim De\u011fi\u015fikli\u011fi Bakanl\u0131\u011f\u0131 de\u011fil, belediyelerin imar planlar\u0131na el atma yetkileri al\u0131n\u0131p TOK\u0130\u2019ye, Devlet Demir Yollar\u0131na, GAP \u0130daresi Ba\u015fkanl\u0131\u011f\u0131na veren d\u00fczenlemeler var. B\u00f6yle bir durumda, \u015funu s\u00f6ylemek istiyorum. \u00a0Bir \u00fclkede yerel demokrasinin tam anlam\u0131yla kurulmas\u0131 ve ayakta durabilmesi \u00e7a\u011fda\u015f d\u00fczeye varabilmesi yasalarda de\u011fi\u015fiklik yapmakla olmayabiliyor. Olmas\u0131 gereken \u015fey bu sistemi ayakta tutacak halk\u0131n bir bilin\u00e7 ve k\u00fclt\u00fcr d\u00fczeyine, demokratik k\u00fclt\u00fcr d\u00fczeyine varabilmesidir. Bu da ancak \u00c7aycuma halk\u0131n\u0131n gelmi\u015f oldu\u011fu bir demokratik k\u00fclt\u00fcr d\u00fczeyine gelmekle olur. Hepinizi sevgiyle, sayg\u0131yla selaml\u0131yorum.\u201d diyerek tamamlad\u0131.\n","created_at":"2024-03-17T17:00:12.000000Z","updated_at":"2024-03-17T17:00:12.000000Z"}